Psikoterapi genel olarak insanların duygusal, davranışsal ve psikolojik sorunlarını çözerek ruh sağlıklarını düzeltmeye ve korumaya yarayan teknikleri olarak tanımlanmaktadır. Psikoterapi anında, birey ruh hali, duyguları, düşünce ve davranışlarını fark eder.Bir bakıma psikoterapi yaşamınızı nasıl kontrol edebileceğinizi ve değişen koşullarla uyum sağlayarak sağlıklı yollarla nasıl baş edebileceğinizi öğretme tekniğidir. Hayattan keyif almanızı engelleyen, günlük yaşantınızda sizi yıpratan durumların nedenlerini ve bu nedenleri ortadan kaldıracak çözüm yollarını bulmaya çalıştığınız bir süreç olarak da tanımlanabilmektedir. Psikoterapistin yapması gereken elbette size tavsiye ya da öğüt vermek, sizi kendi bildiği doğrulara yöneltmek, sizi yaşadığınız durumla yargılamak ya da eleştirmek olmamalıdır.Psikoterapist terapi odasında sizi dinler, hissettiklerinizi paylaşır, ve sizde gördüklerini yeniden size yansıtır.
Psikoterapist terapide anlattıklarınızı kimseyle paylaşmaz bu yüzden terapi esnasında kendi iç yolculuğunuza güvenli ve rahat hissedersiniz.Psikoterapi yöntemine genellikle depresyon, anksiyete (kaygı bozukluğu), umutsuzluk, hayattan zevk alamama, ilişkilerde yaşanan sorunlar, motivasyon kaybı gibi problem durumlarına tedavi uygulanır.Herhangi bir tanı almaksızın psikoterapi tüm insanların fayda görebileceği bir süreçtir.Yani terapi almak için herhangi bir tanı ve teşhise gerek yok.
Psikoterapide diğer hastalıklara konan teşhis gibi teşhis koymak kolay değildir. Bireyler hayatlarının belli evrelerinde kendini daha iyi ya da kötü hissedebilir, bu süreçlerde farklı duygu davranış sergileyebilirler.Bu süreçler kişinin sağlıklı veya sağlıksız olduğunu kesin olarak göstermez.Bu sebeple psikoterapiye gelen kişilere hasta yerine danışan denilmektedir.Psikoterapi bireylerde daha derinden etkili ve köklü bir değişimi hedefler.Danışan bu süreçte psikoterapisti ile varılacak yolu hedefler, çeşitli görevlen ve ödevler üstlenir.Danışanlar bu köklü değişiklikler için sabırlı olmalı psikoterapiden ani köklü değişiklik beklememelidirler.
Danışanların duygularını bir başkasıyla olduğu gibi paylaşabilmesi başlangıçta zor gelse de sonraki süreçte rahatlatıcı bir etki yapar. Terapide kişinin geçmiş ve şu anki deneyimlerini tekrar konuşmak ve bu durumlar üzerine gerektiğinde yeni ve daha sağlıklı anlamlar çıkarmak bireyin düşünce yapısına daha olumlu etki yaratır.Kişiler başlangıçta düşünce yapılarını kolay kolay değiştireceklerine inanmazlar.Psikoterapide bu yüzden danışanlara tavsiye vermekten çok kişinin hoşnutsuz olduğu durumları ona fark ettirerek ortadan kaldırmaya çalışırlar.